Tip 1 diyabette ilk defa tanı konduğu andan itibaren günde 4 veya 5 defa insülin kullanılması gerekir. Tabii tıp gelişip, farklı bir alternatif bulunana kadar. Ancak şunu söylemeliyim, tıp çevreleri tarafından Tip1 diyabetle ilgili alternatif yöntemler konusunda ciddi çalışmalar var.
Bugün tip 1 olan bir çocuğun ömür boyu insülin kullanmayacağına, zamanla yeni yöntemler geliştirileceğine inanıyorum. Önemli olan o güne kadar vücudun, hasarsız veya en az hasarla hastalıkla mücadelesi. 1920’de insülinin keşfine kadar tip 1 diyabet ölümcül bir hastalıktı. Tip 1 diyabet olan bir kişi 6 ay-1 yıl sonra hayatını kaybediyordu. İnsülin keşfedilince hayatta kalma gerçekleşti ama hedef komplikasyonların engellenmesi oldu. İyi bir takiple komplikasyonları tedavi edebiliyorsunuz, ortaya çıkmasını tamamıyla engelleyip geciktirebiliyorsunuz.
Tip 2’de durum biraz daha karışık. Tip 2 diyabette ise alternatif yöntem getirilmesi ise biraz zor görünüyor. Tek bir tedavi şekli yok. Hastalığın seyrine ve kişiye göre, hekim takibiyle yöntem belirlenir. Bazen hap, zaman zaman insülin tedavisi de kullanırız. Kullandığımız haplara cevap alamazsak ve ayak yarası, böbrek yetmezliği gibi çeşitli komplikasyonlar olduğunda insülin kullanırız. Tip 2 diyabette sürekli insülin kullanmak zorunda değiliz, bazen değerler çok yükselir; kısa bir süre insülin kullanır, daha sonra haplara döndürebiliriz. Tip 2 diyabetin tedavisi biraz daha karışıktır; haplar, insülin, kombinasyonlar....Hastalığın durumuna göre farklı ilaç kullanılabilir.
Net olan bir konu, tip 2 diyabette ana tedavi yaşam stil değişikliğidir. Beslenme ve egzersizdir.